10 Mayıs 2008 Cumartesi

L'Homme Puma - Röportaj.

L'Homme Puma Paris'li bir grup. Screamo ve post - rock harmanı atmosferi yoğun bir müzik yapıyorlar. 2007 tarihli S/T Ep'leri (Ep dedikleri de yaklaşık 40 dakika uzunluğunda) yılın en iyi işlerinden biriydi. EP çıktıktan sonra gitaristleri Adrien'le bir röportaj yapmıştım. Arada vokalistleri ayrılıp enstrümental takılmaya karar vermişler. Buyrunuz grupla ilgili ilk elden bilgiler;



Selam Adrien. Önce hal hatır soralım, sonra grupta neler oluyor neler bitiyor anlat bakalım.
Selam. L’Homme Puma tarihi üç yıl önce başladı. Bir yıllık çalışmadan sonra konserler vermeye başladık ve ilk Polonya turumuzdan sonra işler hızlanmaya başladı. Haziran 2006’da ilk EP’mizi kaydettik ve Temmuz’da Marcin’in yerine davula Loic geçti. Sonrasında turlamaya devam ettik (İsviçre, Belçika, Polonya) ve Nisan 2007’de vokalistimiz Jez gruptan ayrıldı. Biz de üç kişi enstrümantal şekilde devam edip yeni bestelerde yolumuzu bulmak için ambient müziğe daha fazla önem vermeye karar verdik.

İlk EP’nizi 2007’de yayınladınız. Yılın en sevdiğim albümlerinden biri olduğunu söylemem lazım. Gelen tepkiler nasıldı? EP’yle ilgili herşeyden memnun musunuz şu ana kadar?
Çok fazla reaksiyon aldığımız ve bunların çoğu iyi yönde olduğu için memnunuz. İnsanlar müziğimizi sevmiş görünüyor. Ama bizim için EP’deki şarkılar biraz eskidi çünkü üstünden zaman geçti ve yeni kadromuz elektronik öğelere, samplelara ve atmosfere yönelmemize imkan tanıyor. Yeni şarkılardan çok memnunuz.

L’Homme Puma’nın en sevdiğim yanı dinleyiciyi uzun şarkılarda bile hiç bitmek bilmeyen pasajlarla sıkmamanız. Şarkılar o kadar iyi yazılmış ki bütün albümü tekrar tekrar dinleyebiliyorum. Şarkı yazımından biraz bahseder misin? Katı bir metodunuz mu var yoksa daha çok doğaçlamaya mı yöneliyorsunuz?
EP’deki şarkılarda her şarkıyı belli gitar bölümleriyle başlayarak yazdık ama şimdi çoğu zaman yoğun bas ve davul bölümleriyle başlıyoruz, ben kendi gitar bölümlerimi ekliyorum ve en son elektronik bölümler geliyor. Konuşmalar ve sesler herşey tamamlandıktan sonra ekleniyor. Bu süre bize çok dikkatli olma imkanı veriyor. Çünkü biraz mükemmeliyetçiyiz.

Şarkılarınızda sıkça elektronik ve dub elementleri kullanıyorsunuz. Elektronik müzikle ilişkiniz nasıl. 65daysofstatic gibi post rock ve elektroniği birleştiren gruplar hakkında ne düşünüyorsun?
Hepimiz elektronik müzikler dinliyoruz. Ben bir dub grubunda çalıyordum ve bir gün dub ve elektronik bölümleri müziğimize eklemeye karar verdik. Bunları post rock’la birleştiren 65daysofstatic ve From Monument To Masses gibi gruplar çok yaratıcılar ve kendimizi onların beste yapılarına yakın hissediyoruz. Böyle çalışmak daha fazla zaman alıyor ama perspektifini genişletiyor.

L’Homme Puma’nın liriklerinde bahsettiği konular neler? Anadilinizde şarkılar yapıyor olmanızı tamamen anlıyorum ama hiç ingilizce sözler yazmayı düşündünüz mü?
Temmuz 2007’den beri enstrümental bir grubuz ama EP’de Fransızcayı tercih etmemiz çok doğaldı ve gördüğün üzere ingilizcemiz çok zayıf fena! (Valla benim ülkem senin yarın kadar İngilizce bilip Edingburgh Dükü gibi dolananlarla dolu, dert etme sen onu – A.)

Bir enstrüman gibi filmlerden samplelar kullanıyorsunuz EP’de. Bunları kullanmaya hep devam edecek misiniz? Grubun adının bir filme gönderme olduğu ve bütün bu sampleları göz önüne alınca sinemayı çok sevdiğiniz izlenimine kapıldım. En sevdiğin filmler ve yönetmenler neler. N.B. Ceylan Grand Prix ödülü kazanmıştı Fransa’da, onun filmlerini gördün mü?
Büyük sinema fanları değiliz, hatta şarkılardaki konuşmaların çoğu filmlerden değil radyodan, belgesellerden ve hatta dil derslerinden alındı. Bu konuşmalar farklı bir ifade çeşidiydi ve bu fikri çok çekici bulduk. EP’de bunları ilk kez kullanmıştık, sonuçtan da memnun kaldık. Yine kullanmayı düşünüyoruz ama artık vokalistimiz olmadığı için daha kontrollü olmamız gerekiyor. NB Ceylan’ı tanımıyorum ama projelerini bulmaya çalışacağım (
Madem sevmiyon sinema bulup da napacan – A.)

Bir fanzinde “L’Homme Puma punk soluyor ama post rock yapıyor” gibi bir tanım okudum ve çok hoşuma gitti. Siz de buna katılıyor musunuz? Ne tarz müzik çalarsanız çalın o hardcore / punk ruhunu hissetirmek sizin için önemli mi?
O tanımı biz de seviyoruz. Belki o cümle okuduklarımız içinde L’Homme Puma’yı en iyi anlatanlar. Punk / hc hissiyatı hazırlanabilen bir şey değil. Etkileşimlerimizin bir sonucu ve bu sonuçtan memnunuz. Ama yeni şarkılarımızda bundan biraz daha uzaklaşabiliriz. Kendimizi tekrar etmek istemiyoruz.

Fransa mükemmel screamo grupları çıkarttı ve bugün Avrupa’da önde gelen hardcore piyasalarından birine sahip. Memleketiniz hardcore piyasası hakkındaki görüşleriniz neler? Yeni Fransız gruplardan önerebileceklerin var mı?
Fransız piyasası çok zengin. Her gün yepyeni gruplar ortaya çıkıyor. Çok heyecan verici. Onlara çok saygı duyuyoruz ama kendimizi piyasadan biraz uzak hissediyoruz. Hiç bir politik mesajımız yok ya da sosyal ideallere sahip değiliz. Müzik tutkusunu paylaşan ve ortak bir yaratma evrenini paylaşan üç adamız sadece. Dikkatlice dinlenmeyi hakeden bir kaç Fransız grup önerebilirim; Revok, Time To Burn, I Pilot Daemon, Gatechien, Chevreuil, Year Of No Light, Sugartown Cabaret.

Bu yıl (artık geçen yıl) bizim gibi ülkenizde seçim oldu ve bir şekilde Sarkozy kazandı. Bazıları Sarkozy’i «Avrupa’nın G.W. Bush’u » olarak görüyor. Özellikle Fransa’da ve Avrupa’da sağcı politikaların ve ulusalcı – milliyetçi güçlerin bu kadar kuvvetlenmesi hakkında ne düşünüyorsun ?
Sarkozy’nin seçimleri kazanması Fransa, Avrupa ve hatta dünya için iyi bir haber değil. Bush yanlısı ve onun gibi sonsuza kadar başkanlıkta kalamayacaktır. Yani ileriye bakmamız lazım. Yaptıklarına karşı çıkmak ve kendi görüşlerimizi savunmak için bir yol hep vardır. Parçalanmadan uyanık kalmalıyız.

En sevdiğin 2007 albümleri hangileri?
Neurosis " Given to the Rising
Unsane "Visqueen"
The Klaxons “Myths of the Near Future”
Liars “Drum’s Not Dead”

Pelican “City of Echoes
Battles “Atlas”

Sırada çok alakasız bir soru var. Fanzinimizin adı bir zamanlar Galatasaray’da oynayan Hollanda’lı bir oyuncudan geliyor ve burda bi kaç futbol manyağıyız. Sen de ilgili misindir futbolla? Öyleysen hangi takımı tutuyorsun ? PSG? Bu sene Lyon durdurulabilecek mi sence ?
Ben de futbolu severim. Tuttuğum bir takım yok ama ligi takip etmek çok zevkli. Maalesef ki ligimiz biraz gerilemeye başladı. Yine de bu sene bir kaç sürpriz olmadı değil. İlk sırada Lyon’dan başka takım görmek neredeyse imkansız ama.

Sürüp giden « emo / gerçek emo, screamo / gerçek screamo » tartışması hakkında ne düşünüyorsun ? Hardcore geçmişine sahip bir çok grup popüler olup majör şirketlerle anlaştı. Böyle grupların insanları hc punk piyasasına yönlendirebileceğini düşünüyor musun yoksa popülariteye ihtiyaç duymayan daha samimi gruplara sahip olmak daha mı iyi ?
Bizim için önemli olan majör şirkette olup olmamak değil. Esas mühim olan
samimiyet. Bir şov sırasında emo ve screamo grupları gerçek görünüyor vemüziklerini gerçekten yaşıyorlarsa sonuna kadar onları izleriz ama çoğu grup sahte. Ve dürüst olmak gerekirse bir « moda şovuna » dönen konserlerde çalmak istemeyiz. Gruplar müziklerini bir kitleye çalmak için yaparlar ve kalabalık ne kadar fazlaya o kadar ilgi çekicidir. Ama bunun yanında başa değerler de var. Seyahat etmek, insanlarla tanışmak ve paylaşmak, açık fikirli olmak gibi. Bu değerler paradan ya da popülariteden daha önemli.

L’Homme Puma şovları nasıl geçiyor ? Sahnede icra etmesi zor bir müzik yapıyorsunuz. Tarzın bazı diğer grupları gibi sahnede görsel öğeler kullanıyor musunuz ?
Maalesef hayır. Uzun vadede görsel kısımlar eklemeyi planlıyoruz. Ama bunun için çok fazla zaman ve para gerekiyor ki bunlar da bizde yok. Şimdilik sadece içten bir şekilde şarkılarımızı çalıyoruz sahnede. İleride insanların ilgilerini çekebilirsek sanırım görsel bir yaklaşımda bulunabiliriz. Dediğin gibi Neurosis, Isis veya Red Sparowes çok kaliteli ve büyük görsel şovlar yapıyorlar.

Grup üyelerinden birinin Polonya kökenli olduğunu öğrendim ve yakında Polonya konseri vereceksiniz. Daha önce doğu Avrupa’ya uğradınız mı? Bu arada Theme Eleven isminde Çek bir grup var ve L’Homme Puma’ya en çok benzeyen grup olduğunu düşünüyorum. Hiç dinledin mi onları?
Daha önce Polonya’da 2006 ve 2007 Nisan’ında çalmıştık. Ayrıca İsviçre, Belçika ve Almanya’da da çaldık. Thema Eleven’ı biliyoruz ve bazı açılardan birbirimize benzediğimiz doğru.Onlarla aynı sahnede çalmak ya da bir kaç içki içmek güzel olurdu.

Benden bu kadar babuş. Grupla size iyi şanslar. Son sözlerini şapıver.
Bu röportaj ve ilgin için çok teşekkürler.Türkiye’den ilkti bu. Umarız bir Türk takımı 2008’de şampiyonlar liginde oynar.

www.myspace.com/hommepuma

www.comisnotwords.com/en/bands/lhommepuma-en.html


// Ahmet.